Bir anda neler olabileceğini çok iyi öğrenmişti Isabel asırlardır. Ama son zamanlarda olanlar karşısında ayakta durmakta zorlanmıştı. Alexander’ın soğuk cansız bedeni gözlerinin önünden gitmiyor, onu kurtarmak için her şeyi yaptığını hatırlıyordu. Kardeşinin bir okyanus kadar derin ve canlı gözlerinin bir kez daha ışıl ışıl bakması için neler vermezdi ki? Hayatta her zaman, her şey istediğiniz gibi olmuyordu. Güçlü olsanız bile yenilebilirdiniz. Aklındaki düşünceleri atmak istese de yapamıyordu. Dışarıdan bakan herkes güzel büyücünün ne kadar güçlü olduğunu, olanları geride bıraktığını düşünüyordu ama artık Bells’te yenilmişti. Beyaz elbisesi her adımıyla üzerinde canlanırken, gecede bir melekten farksızdı. Sarı saçları ipek kadar yumuşak, bir güneş kadar parlaktı. Tıpkı annesininkiler gibi…
Muhafızlar her an bir tehlikeye hazır gibi her yerdeydiler. Adımları usulca taşlara çarparken gecenin sessizliğini bölüyordu güzel büyücü. Saatin geç olmasına aldırmadan yürüyor, düşüncelerine odaklanıyordu. Eski gücünü bulamıyor, hiçbir şey’in eskisi gibi olmayacağını biliyordu. Yapabileceğinin en iyisini yapacak, bir kayıp daha vermeyecekti. Tatlı bir hava dalgası vücudunu esir alırken canlanmaya başlamış, karanlığa alışan gözleri ışıkla buluşunca şiddetli bir ağrı yerleşmişti. Sessiz koridorda yürürken, tüm odalar kapalıydı. Yukarıdan gelen müzik sesleri ve konuşma sesleri birbirleriyle karıştığı için memnundu. Sahte sessizlik ve eğlenceyi ölümcül sessizliğe tercih ediyordu. Adımları büyük bir zarafetle yerde kayarken, sessizliği bölen ses dikkatini çekmişti. Belki telaşlı bir sesti onu durduran yada içindeki garip hisler. Sese doğru giderken neyle karşılaşacağından emin olmasa da, her türlü şeye hazırdı. Camlardan süzülen ay ışığı altında gümüşi bir şekilde parlamış, doğaüstü bir güzellik yayıyordu etrafına. ‘’Annem bunun sayesinde bizi kabuslardan korurmuş.’’ Olduğu yerde duraksamış ve cümleleri belleğinde tekerrür etmişti. Sesin geldiği yere odaklandığında bir anda kendini ahşap ve bakırın en güzel rengiyle bütünlenen kapının önünde bulmuştu. Viatores karşısında küçük bir çığlık atmış ve telaşla konuşmuştu. "Açıklayabilirim." Merakla gözlerini kadının yüzünde gezdirdi. Telaşlı ifadesi kötü bir şey olduğunu düşündürmüştü güzel büyücüye. Kimle konuştuğunu merak ederek çevresine bakındığında, gördüğü tanıdık erkek siluet karşısında şaşırmıştı. ‘’Bana olanları anlat. Neler oluyor? Bu yabancının burada ne işi var?’’